Kamuoyunda “yüksek karlı gizli fon” adıyla bilinen ve bankacı Seçil Erzan’ın tutuklanması ile sonuçlanan dolandırıcılık davasında müşteki Fatih Terim’in şoförü Umut Akgöze tanık olarak dinlendi.
Fatih Terim’in şoförü Umut Akgöze, mahkemeye verdiği ifadede, hem kendi adına hem de Fatih Terim adına Erzan’a para verdiğini anlattı. Akgöze, “Kendi cebimden 100 bin lira verdim, 200-250 bin lira geri aldım. Seçil Hanım, ‘Annemin parasını da değerlendirmiştim’ diyerek beni ikna etti. Banka müdürü olduğu için güven verdiydi. Hocamın (Fatih Terim) parasını da benim üzerimden bankaya yatırıp, oradan çekip Seçil Hanım’a teslim ediyordum. Ben sadece aracıydım,” dedi.
Savcının, paraların hangi işlem kapsamında verildiğini sorması üzerine Akgöze, detaylara hâkim olmadığını söyledi. Bir diğer ilginç detay da Akgöze’nin, Fatih Terim’in bankaya hiç gitmediğini, ancak bir defasında milli takımdayken bir banka çalışanının Terim’e para teslim ettiğine tanıklık ettiğini açıklaması oldu.
Söz hakkı verilen Seçil Erzan ise, Akgöze’nin iddialarını kesin bir dille reddetti: “Umut Akgöze’den hiç para almadım,” dedi.
Mahkeme heyeti, duruşma sonunda Akgöze’nin 1 Eylül 2022 ile 7 Mart 2023 arasındaki telefon baz kayıtlarının Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu’ndan istenmesine karar verdi. Bir sonraki duruşma 16 Haziran’da yapılacak.
Neler Olmuştu?
Bir zamanlar bir bankanın Levent şubesinde müdür koltuğunda oturan Seçil Erzan’ın, aralarında futbolcuların da olduğu birçok ünlüden “yüksek kâr vaadi”yle milyonlarca lira topladığı iddia edilmişti. İddianameye göre Erzan, sahte belgeler düzenleyip banka kaşesi ve ıslak imzasıyla güven sağlamış, dolandırıcılık kastıyla hareket etmişti.
Erzan hakkında “özel belgede sahtecilik” ve “nitelikli dolandırıcılık” suçlarından 109 yıldan 358 yıla kadar hapis istenirken, dosyada adı geçen diğer sanıklar için de 3 yıldan 240 yıla kadar değişen ağır hapis cezaları talep ediliyor.
Sanki modern zamanların banka masallarından bir sahne gibi… Paranın, güvenin ve hırsın birbirine karıştığı bir hikâye. Şimdi gözler, 16 Haziran’daki duruşmada düğümlerin biraz daha çözülüp çözülmeyeceğinde.